Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

fiyatı bir euro olmak

  • 1 un

    I
    bir [biɾ]

    Il a acheté un appartement. — Bir daire satın aldı.

    II
    bir [biɾ]

    C'est une des plus belles villes du monde. — Dünyanın en güzel kentlerinden biridir o.

    Il a reconnu l'un d'eux. — Aralarından birini tanıdı.

    Je ne prends ni l'un ni l'autre. — Ne birini ne ötekini alıyorum.

    Les uns restent, les autres partent. — Birileri kalır, öbürleri gider.

    1 quantité bir [biɾ]
    2 rang birinci
    IV
    n m inv
    chiffre bir rakamı

    Dictionnaire Français-Turc > un

  • 2 une

    I
    bir [biɾ]

    Il a acheté un appartement. — Bir daire satın aldı.

    II
    bir [biɾ]

    C'est une des plus belles villes du monde. — Dünyanın en güzel kentlerinden biridir o.

    Il a reconnu l'un d'eux. — Aralarından birini tanıdı.

    Je ne prends ni l'un ni l'autre. — Ne birini ne ötekini alıyorum.

    Les uns restent, les autres partent. — Birileri kalır, öbürleri gider.

    1 quantité bir [biɾ]
    2 rang birinci

    Dictionnaire Français-Turc > une

  • 3 eine, ein

    ein, eine, ein
    I adj ( Zahlwort) bir;
    das kostet \eine, ein Euro bunun fiyatı bir euro;
    es ist \eine, ein Uhr saat bir;
    sie ist mein E\eine, ein und Alles o benim bir tanem;
    das ist doch \eine, ein und dasselbe bu başka bir şey değil ki, bu aynı şey işte;
    \eine, ein für allemal ilk ve son defa olmak üzere;
    in \eine, einem fort aralıksız, durmadan, sürekli
    II art indef;
    \eine, eines Tages günün birinde;
    was für \eine, eine Hitze! ne biçim sıcak!

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > eine, ein

  • 4 um

    um [ʊm]
    1) ( räumlich)
    \um... ( herum) etrafında; ( in der Nähe) yakınında;
    sie ging \um den Tisch ( herum) masanın etrafında döndü;
    er hat gern Freunde \um sich dostlar arasında bulunmaktan hoşlanır;
    \um die Ecke gehen köşeyi dönmek;
    die Gegend \um Freiburg Freiburg'un çevresi;
    sie schlug \um sich dövündü
    2) ( bei Uhrzeit) -de;
    \um drei Uhr saat üçte
    3) ( ungefähr) sularında;
    sie kommt so \um den Fünfzehnten ayın on beşi sularında geliyor [o gelecek]
    4) ( vorüber)
    die Zeit ist \um zaman bitti
    es verging Woche \um Woche üzerinden haftalar geçti, haftalar akıp geçti
    6) ( Differenz)
    sie ist \um ein Jahr älter o bir yaş daha büyüktür;
    die Ausgaben \um 10% senken harcamaları yüzde 10 indirmek
    es geht \ums Geld konu parayla ilgili
    8) ( wegen)
    \um keinen Preis hiçbir surette
    sich \um etw streiten bir şey yüzünden kavga etmek
    sich \um jdn kümmern biriyle ilgilenmek [o meşgul olmak]
    II präp;
    \um... willen aşkına, uğruna, için;
    \um Himmels willen! aman tanrım!;
    \um Gottes willen! Tanrı aşkına!, Allah aşkına!, Allah rızası için!, Allah'ını seversen!
    1) ( final)
    \um... zu üzere,...mek için;
    er stand auf, \um zu gehen gitmek üzere kalktı
    2) ( konsekutiv)
    er ist klug genug, \um seinen Fehler zuzugeben hatasını kabul edecek kadar akıllıdır
    IV adv ( ungefähr) aşağı yukarı;
    der Tisch kostet \um die zweihundert Euro ( herum) masanın fiyatı aşağı yukarı iki yüz euro, masanın fiyatı iki yüz euro cıvarında

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > um

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»